top of page

Scuba Dalışı Meşgul Zihinlerimizi Sakinleştirir

Scuba dalışıyla derinlere indiğimizde sadece baloncukların sesini duyarız. Sessizliğin suyun içinden gelip kafamızdaki gürültüyü susturduğunu da fark edebiliriz. Zihinsel gürültü azalır ve şu anki an'a odaklanabiliriz, dalışımıza ve etrafımızdaki çevreye dikkat ederiz. Dalgıçlar, daldığımızda daha mutlu ve sağlıklı hissettiğimizi belirtir ve birçok kişi dalışın onların terapisi olduğunu söyler. Bunun nedenlerinden biri belki de suyun içinde olmanın nasıl konuştuğumuzu ve düşündüğümüzü değiştirmesidir.


The problem of language

Dil, açıklama ve planlama yapmak için kullanışlı olabilir, ama aynı zamanda kendimize karşı da kullanabiliriz. Geçmişte olan bir şeyi tanımlamak için kelimelere sahip olmak, ne yaptığımızı ya da ne yapmamız gerektiğini düşünmeye bizi iter. Kendimize gelecekle ilgili hikayeler anlatma yeteneğimiz, asla gerçekleşmeyebilecek şeyler hakkında endişelenmemize neden olabilir. Psikolojik araştırmalar, düşüncelerimizin yüzde elli üzerinin olumsuz olduğunu göstermiştir! Zihnimizde sık sık kendimizi eleştirir ve bize faydalı olmayan hikayelere tutunuruz. Dilimizi kıyaslamak, yargılamak ve azarlamak için kullanırız. Kendimize bu şekilde konuşarak verdiğimiz zararı görmeyiz.


Yüzeyin altına kaçış

Sesin havadan suya geçişi zordur, bu nedenle yüzey, günlük dünyanın dış gürültüsünden kaçmamıza olanak tanıyan bir engel oluşturur. Konuşma mümkün olmadığı için askıya alınır ve e-postalarımıza erişemeyiz. İşaret dili konusunda uzman değilsek, birdenbire dil aracılığıyla iletişimden ayrılırız, bu nedenle stresli hikayelere tutunmanın gereksiz olduğunu hissederiz. Dalış işaretleri ve tahtalar, önemli bilgileri paylaşmamıza olanak tanır, ancak gerekli olmayan sözlü sohbet ortadan kaldırılır. Suyun altında, huzurlu bir sessizlik içinde izole olmuş durumdayız.


Söylenecek söz yok

Kelimeler, diğerleriyle iletişim kurmak için kullandığımız etiketlerdir ve zihnimizdeki düşünceleri oluştururlar. Kelimeler, etrafımızdaki nesnelere olan bağlantılarıdır. Suyun altındaki ortama girdiğimizde, birçoğumuz için kelimeler yoktur. İlk dalışımızda etrafımıza tanıdık gelen şeyleri ararız ve birçok dalgıç için sahip olduğumuz kelimeler renk isimleriyle ve "BALIK!" ile sınırlıdır. Günlük dilimizden bu geçici kopma, zihnimizi eski yargılarından yeni ve etiketsiz olana kaydırarak özgürleştirici olabilir.

Baskı altında düşünmek

Suyun altında düşünme ve tepki sürelerimiz genellikle yavaşlar. Düşünme, beyin içindeki bağlantılar aracılığıyla gerçekleşir ve derinlikteki basıncın bu bağlantılar arasındaki aktiviteyi yavaşlattığı düşünülebilir. Bu yavaşlamış zihinsel aktivite, düşünceleri susturabilir. Bu durumun su altında görevleri gerçekleştirme yeteneğimizi nasıl etkileyebileceğinin farkında olmamız gerekiyor. Bu durumu, dalışlarımızı rahatlık alanımızda planlayarak ve aşırı görev yüklemesinden kaçınarak ele alıyoruz. Dalışımıza odaklandığımızda, bizi düşüncelerimizde rahatsız eden önemsiz endişeler genellikle geri planda kalır.

Dil, etkili iletişim için önemlidir. Ancak, kelimelerimizi geçmişte takılı kalmak veya geleceğinden endişe etmek için kullandığımızda, psikolojik sağlığımız etkilenir. Dalgıçlar olarak, bu kelimeleri yüzeyde bırakma ve belki de okyanusun bize farklı düşünmeyi öğretme fırsatına sahibiz, çünkü sessiz dünya zihni sakinleştirir.

Zihnin su altında bu sakinleşmesini ve Filtresiz Sağlığı deneyimlemenin en iyi yolu dalış öğrenmektir. Yerel dalış dükkanınızı bulun ve #FiltresizYaşamayı öğrenin.


Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page